12.14.2010

Peloponissos (Mora) Motosiklet Turu Bölüm III

          Tabii bu arada belirli noktalar ile ilgili resim ve bilgi verdim ancak tabiiki ulaşım esnasında çok hoş yerlerden geçtik çok güzel yiyecekler yiyip içecekler içtik ama herşeyi  yazsam hem uzun hemde sıkıcı olacak iyisimi kısa notlar ve resimler ekleyeyim.


12.08.2010 sabahı sahilde güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra bu akşamki planlanan konaklama yeri Koroni ancak planımızdaki notlara bakınca Kalamata üzerinden mutlaka Sparti yapılması gerektiği çünkü hem Sparti’nin tarihsel önemi hemde aradaki yolun çok güzel bir vadiden giden 60-70 km mesafede olması bizi heyecanlandırıyordu. Kalamata’ya gelip bir kahve molası verdikten sonra Sparti’ye kadar olan yol gerçekten abartılmamıştı. Yeşillikler arasından kıvrılarak giden yolda dönüşü de bu yoldan yapacağımı düşünerek geçti.

 
 
Çok güzel dağ yollarından Sparti ve Mistra’ya vardık ve bölgenin ilk bizans şehirlerinden biri olduğunu öğrenmiştik, aynı zamanda görmüş te olduk. Gerçekten görülmeye değer çünkü ilk bizans yerleşim alanlarını görmek enteresan oluyor.


Dönüş yolunda doğal bir dağ restoranında ana yemek olarak taze fasülye ve köfte yedik ıvır zıvırı ve içecekleriyle 16€ ödedik.



















Aynı yolu döndüğümüzden tekrar Kalamata üzerinden Elias’ın doğmuş ve büyümüş olduğu Koroni kasabasına geldik. Yukarıdaki haç ile çekilen resim ise Koroni’deki çok eski bir manastırın tepesine çıktım papaz ve rahibelere görünmeden J
Burada kuzeni nin işlettiği müstakil villalardan biri bizim için ayrılmış olduğundan zaman problemimiz yoktu ona rağmen akşamüstüne doğru hedefimize varmıstık. Sıcak bir karşılama ardından evimize yerleştik ve hemen sahile inip denizin tadını çıkarttık. Hava kararana kadar deniz ve güneşin tadını çıkardiktan sonra duş alıp tavsiye üzerine Koroni’de Zorba isimli restorana gittik. Bir haftadır meze, ahtapot, uzo,  şarap hala son derece cazip geliyordu ancak her bölgenin farklı mezelerini ihmal etmiyorduk. Burada da denenmemiş birşey kalmasın ile yine fazla kaçırdık ın arası 33€ ödedik. Arkadaşımız kuzenim dedi, benim memleketim dedi, yine konaklamaya para ödetmedi. Bu sebeple fiyatı konusunda yorum yok maalesef. Sabah kalkıp yol için hazırlanmaya başladığımızda Dora ve tatlı kızı Ermioni bizi kahveye davet etti. Selanik kurabiyesi eşliğinde sohbet edip tekrar Finikuda yönünde hareket ettik ve Methoni’de durup kahve molası verdik. Burası da gerçekten enteresan , deniz üzerinde hendekli kale ve korsanların yaşam izleri hala son derece görkemli.  Buradan Pylos a geçtik ki buranın bizim için anlamı büyük çünkü
bizim burayı Inebahtı deniz savaşından hatırlamamız gerekiyor. Buranın Osmanlıdaki adı Inebahtı çünkü ve tüm donanma burada ateşe verilmiş. Gargaliani üzerinden Kyparissia ya gelip kahve içtikten sonra durağımız ilk olimpiyatların yapıldığı ve oyunlara adını veren bölge ünlü Olympia idi. Biletimizi alıp antik Olympia bölgesine girdik ama maalesef sadece müzeyi gezebildik. Bunun iki sebebi vardı; birincisi müzede çok fazla bilgi, orjinal heykel ve klima vardı, ikincisi bu sıcakta açık havada dolaşacak enerjimiz yoktu .




Buradan dönüşümüz dağlar üzerinden Aegio ya gidip feribotla anakaraya geçmekti ki farklı yerler görelim. Planımız ise kış sporları için meşhur bir bölge olan Kalavrita da konaklamaktı fakat dağ yollarını biraz küçümsemişiz çünkü GPS kullanmamıza rağmen yok canım bu patika olamaz diyerek girmediğimiz yollar dolayısıyla kaybolduk ve dağ köylüleriyle anlaşmakta zorluk çektiğimizden çok vakit kaybettik ve 20:00 gibi hedefe varabildik ancak kaybolmamız bize çok hoş bölgeler görmemizi sağladı hatta iyiki kaybolduk bile dedik J.
Kalavrita da beklediğimizden daha lüx bir hotelde 40€ ya konakladık ve aynı akşam biraz ete girelim çok deniz mahsulü yedik diyerek kuzu pirzola ve köfte öncelikli bir ziyafet çektik 28€ ödedik. Ertesi sabah feribot ve rota planlamasına göre erken kalktığımız (07:00) çok güzel bir dağ sabahında çam kokuları eşliğinde yata yata sahile inip Aegio ya 09:00 gibi vardık . Feribot 10:30 da olduğundan  güzel bir kahvaltı icin Cafe del Mar da bir süre takıldık. Karşıya geçiş 50dk sürdü ve Glaxio – Delphi üzerinden yine dağ yollarından Lamia ya kadar geldik. Gelişten farklı olması için yine hoş bir köy olan Karavomylos’ ta tekrar su ürünlerine döndük. Aynı gün artık otobanda süratimizi de biraz arttırarak Selanik konaklamasıyla Kavalaya gelmeden gelişte öğle yemeği yediğimiz Asprovalta da konakladık. Biraz erken geldiğimizden denizden de faydalanma şansımız oldu. Zaten bulduğumuz otel de denizin önünde idi ve 55€ gibi yerine göre yüksek bir rakamdı. Gelişte memnun kaldığımız köşedeki restoranda ızgara squib, cacık, mezgit, ahtapot salatası, kavun, peynir vs yeyip yanına bol uzo ve şarap içip kapanış yemeği yaptık ve 38€ ödedik.
Yaklaşık 5.000 KM yol ile artık Yunanistan'da gitmediğimiz yer bırakmamış olduk. Artık yapılacak şey bir sonraki rota nın hazırlıklarına başlamak....

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Powered by Blogger