1.04.2011

Alouroi Adventure Team : Türkiye - Suriye / May-June 2010 * Bölüm I

Motosiklet kullanıcıları her zaman birbirleriyle karşılaştıklarında hep yaptıkları seyahatlerden , gördükleri yerlerden, kendilerini ne kadar özgür ve mutlu hissettiklerinden bahsederler. Yine böyle bir konuşmayi Yunanistan’da oturup HP MEMA bölgesi için çalışan bir arkadaşimla (Elias Tomaras) yaparken birsonraki seyahati adriyatik sahillerine beraber yapmayı planladık ancak biz aynı tarihlerde eşim ve arkadaşlarimla İtalya alplerine bir motosiklet seyahati planladığımız için yapamamıştık. Bir gün Elias’ın beni hararetli bir şekilde aramasıyla güzel bir turu beraber yapabilme şansı ortaya çıktı çünkü Yunanistan’da yakın arkadaşlarıyla kurdukları Alouroi Macera Motosiklet kulübü bir Türkiye – Suriye turu planliyordu. Bu benim için de bir firsat olacaktı çünkü hem daha önce Suriye’yi görmemiştim hemde bu turu motosikletimle yapacaktim; zaten birkaç yıldır da arkadaşlarımla böyle bir turu biz de düşünüyorduk. Tabiiki bu turun dahada önemli bir yönü vardı ki çok daha ağir basıyordu, o da Yunanlı motorsiklet kullanan arkadaşlarım olacağı ve bu vesileyle iki ülke arsında birçok dostluk köprüsü daha kurabilecektim. Bu arada üzerime aldığım bir sorumluluk daha vardı ki misafirlerimizi ülkemde en iyi şekilde ağırlayabilmek ve görülmesi ve yapılması gerekenleri araştırıp planlamak. Bu sebeple yaptığım rota planlamasını , görülmesi gereken yerleri mesafe ve konaklama detaylarıyla bir sunum halinde grubun diğer üyelerine ilettim.

Tabiiki önce aylar yaklaşmaya başladı ve bizim yazışmalarımız da gün geçtikçe sıklaşmaya başladı. Genel rota planlamaları ardından görülmesi gereken yerler, bu yerler arasındaki yol koşulları, mesafeler, rezervasyonlar vs. Kesin tarih belirlendiğinde artık bende katılımcılar hakkında daha detaylı bilgiler edinmeye başladım. Artik yavaş yavaş günler günleri kovalamaya, izinler ayarlanmaya başlanmıştı hatta buluşma yeri ve saati detaylarına girmiştik. Bu detaylar arasında önemli konulardan birisi de grubun yarıya yakınının HP çalısanı olmasıydı. Aslında bildiğim kadarıyla HP içinde başlayan böyle bir plan yakın arkadaşları da devreye sokmuştu.
Seyahate yakın zamanlarda Stefanos’tan (HP Yunanistan Ülke Müdürü) aldığım katılımcı listesi aşağıdaki şekilde oluşmuştu ;
Stefanos Giourelis (HP),Pavlos Vezirtzoglou (HP), Elias Tomaras(HP) , Vaggelis Avgoustis, Dimitris Pollalis, Panagiotis Kritikos , Nikolaos Samiotis(HP), Stelios Psomas, Dino Terzidis(HP), Thanassis Petmezas , Vaggelis Koliopoulos, Selçuk Öznal, Panagiotis Chatzopoulos, Panagiotis Milionis
Kararlaştırdığımız tarih 29 Mayıs ve buluşma yerimiz Çesme idi. Grup 28 Mayıs akşamı Atina’dan Sakiz adasına (Chios) geçecek ve 29 sabahı Çesme’ye geleceklerdi, bende 28 inde İstanbul’dan Çesme’ye gidip onları karsılayacaktım ancak her planda olduğu gibi ilk aksaklığı ben yaşadım çünkü çok önemli bir toplantıya katılmam ve 29 u sabahı yola çıkmam gerekti. Bu bilgileri paylaştıktan sonra 29 mayıs sabahı erkenden yola çıkıp Eskişehir üzerinden Konya’ya varıp orada buluşmayı planladık ancak gümrükte yaşanan gecikmeden dolayı Konya pek mümkün görünmedi. Yolculuk esnasında her molada karşılıklı mesajlaşmalar bizim Akşehir’de konaklamamızın daha mantıklı olacağını gösterdi. Ben yaklaşık 1 saat önce varıp Hotel ayarlaması yapacaktım. Tahmin edersiniz ki 14 adet motosikletin barındırılabileceği ve bu kapasitede boş odası olan otel bulabilmek büyük şehirler haricinde pek te kolay olmuyor ancak Akşehir bu konuda Nasreddin Hoca’nın da katkısıyla olsa gerek bir hayli gelişmiş. Yorgun sürücüler için duşun ve konforun önemini bildiğimden uygun bir hotel ayarlayip grubu şehir girişinde karşılamak üzere bir dinlenme tesisinde beklemeye başladım. Buluşmamız kolay olmuştu ve hemen otele gittik. Buluşma saatini ve herkesin odalarını ayarlayıp odalarina gönderdikten sonra bir hoşgeldiniz kokteyli ayarlayip tam odama çıkacaktım ki çağrıldığımı duydum. Karşilaştığım kişi adımı motosikletin üzerinden gördüğünü, kendisinin yerel gazeteci olduğunu ve bilgi almak istediğini söyledi.
http://www.pervasiz.com/guncel/18791--BIR-gRUP-YUNANLIDAN-ZIYARET.html
Kokteylden sonra yerel yemekleri tadıp güzel bir ziyafet çekince planı gözden geçirip ertesi sabah kapadokya – göreme için saatlerimizi ayarladik.
Çok kısa sürede kaynaştığımız ve zevkle sürüş yaptığımız bir yolculuktan sonra Göreme’de Old Greek House’a vardık ve odalarımıza çekildik.

Sırada balon ile kapadokya turu vardı ve sabaha karşı kalkmamiz gerektiği için sohbeti en güzel yerinde kesmek zorunda kaldık.











Balon turu tahmin edileceği üzere çok zevkli ve heyecanlı geçti.
Kızıl gündoğumunda kapadokyanın güzelliğini seyretmek hepimiz için şampanyalarımızı içip sertifikalarımızı alırken gündemi oluşturdu.
 





Otele dönüp kahvaltımızı alırken günün ve gecenin planını da gözden geçirdik. Uçhisar, Güvercin vadisi, Ürgüp, Göreme açık hava müzesi derken geceyi Yaşar Baba Restaurant’ta derviş ve halk dansları gösterisi seyrederek sonlandırdık.






Bu arada birkaç macerasever arkadaşla araçların gidemeyeceği vadilerde dolaşabilmek için Otel sahibi Süleyman beyi motosikletimin terkisine alarak peribacalarının yanlarına kadar gidip vadilerin içini dolaşabildiğimizi de atlamamak gerek.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Powered by Blogger